bugün

entry'ler (108)

yazarların aklını kurcalayan sorular

iyiki iki gün güzel geçti dedik üçüncü gün rüyama girdin.
yarın beni skecek olsalar gelip peçete tutacaksın bu yüzsüzlükle.

harbiden tutacak mısın lan? Mazoşist piç!

yazarların şu anki kafalarının tek cümlelik tarifi

Bakunin askere gidip gelmiş, sigortalı bir iş bulmuş şimdi evli barklı üç çocuk sahibi,
Marx bizim oralara pilastik fabrikası açmış, sigortasız işçi çalıştırır,
Nietzsche’yi en son Tanrı’ya kalp masajı yaparken görmüşler sevgilim
Ben ise seni sevmemeye devam ediyorum, ve sevmeyeceğim

gecenin şarkısı

http://www.youtube.com/watch?v=bXEPvzsGu5w

hiç sevmem kendisini ama burada nirvanadan işemiş alnımıza..

karikateist sayfasından etkilenerek ateist olmak

düşünsel evrim, garajımdaki ejder, ateist/agnostik video sayfası, evrim ağacı gibi sayfalar dururken yanlış bir kaynaktan fitillenmektir.

carl sagan okuyan telafi eder.

ayrıldıktan sonra küstahlaşan sevgili

ben seni sevmiiim sevmiiim der sen adam akıllı bi şey anlatmak istesen de. anlat anlatabilirsen

ben bu yazıyı sana yazdım

(#18068277)

eski segiliyi unutmak

bu tür mevzular gülücüğe odaklanarak başlar. sonra seversin, o da sever ve buraya kadar herhangi bir problem olmaz. sıkıntı bundan sonrasında olur. mesela ayrılırsın? ardından yemekten kesilirsin, uykudan olursun, en kırmızı renkler dahi seni mutlu etmez, sık sık gözlerin dolar, şiire başlarsın, belki sakıza başlarsın, belki her gün üzüme vurursun ilkel beynin bu modern hastalığı kaldıramaz ve şunu dersin bazen;

"ulan ne kadar eşekmişim, keşke elimde zamanı geri getirebilme fırsatı olsa"
"ben bir daha onu sevdiğim gibi bir başkasını sevemeyeceğim"
"şimdi ne yapıyordur acaba?"
"bir başkası asla onun yerini dolduramaz, bir başkasıyla yapamıyorum"

bunlar senin bir depresyon halinde olduğunun belirtileridir, her resim, her kitap, belki en çok dinlediğin enstrüman üzerine gelir.

önce ondan kalan resimleri silersin, belki yakar belki yırtar?
sonra ondan kalan materyallere gözünü dikersin, onları da bir güzel gömersin toprağa belki? belki de fırlatırsın da sabahına kadın anan getirir "yüzüğünü buldum" diye? soran eden olur animallah kitlenir kalırsın sayın çok sevici? materyaller tükendikten sonra geriye onunla kalan yaşantıların kalır, o dört duvar mesela? yıkamazsın, yakamazsın, gömemezsin...

tüm bu davranış bozuklukları ve zihinsel travmalar birer savunma mekanizmasıdır. nasıl akyuvarların virüs ve bakterilerle savaşıp gribi yeniyorsa bu kez beynin savaşır ve sana bu denli acı gelmesinin sebebi de savaşın verildiği alanı görmen, duyman, işitmen, hissetmen ve tatmandan kaynaklıdır. aşk dediğimiz modern hastalık, aslında ilkel beyinlerimize karşı son zamanların en etkili modern virüsüdür.

peki ben bununla çocuğu nasıl yapacağım? diye bir vizontele repliğinden yola çıkarak nasıl geçer diye soracak olursan. maddeliyorum bebeğim kağıt kalem alma anla.

1. elinin altındaki materyalleri ister istemez uzaklaştırıyorsun kendinden, bunlar koşullu uyarıcılar olarak bir güzel kayboluyor ve sendeki davranışın sönme hızını arttırıyor. eğer uzaklaştırmadıysan uzaklaştır, bu seni yeniden eskisi gibi pembe yanaklı tombul bir bebek gibi görmemizi kolaylaştıracaktır.

2. alkol ve sigara gibi cesaretlendirici maddelerden uzak dur bebeğim, bunlar unutmanı değil hatırlamanı sağlayacaktır.

3. (en karamsar madde, aynı zamanda en kritik)eğer ben son kez bir mektup yazıp, onu sevdiğini ve yeniden birlikte olmayı istiyorum diyecek olursan onun vereceği olumlu, olumsuz ve nötr tepkileri düşün derim. nitekim şayet o senin kadar sevse senin yazmanı beklemezdi, şayet o seni senin kadar sevse ayrılmazdınız. haklısın dostum ve haklı kalmaya devam et, pişman olacağın konuşmalar seni daha da değersiz kılacaktır.

4. ona ait materyallerden uzaklaştığına göre, direkt ondan da uzaklaş numarası veya sana ulaşabileceği bir adres kalmasın. bunu derken ki asıl amacım ona ulaşabileceğin bir adres kalmasın!

5. onu hatırlatan ortak arkadaşlardan uzaklaş bebeğim, bu "adamın amına koyan sorular" faslını es geçmeni nitekim ona ait uyarıcıları hastalığından uzak tutacaktır.

6. yangına körükle gidip duygusal temalı filmlerden ve arabesk temalı şarkılardan uzak dur bir süreliğine klasik müzik (dinlendirici) veya eğlenceli şarkılar dinle.

7. bir başkasıyla denemeye kalkma, zira bir süre sonra "sevginin ölçütü ..... ise ben hiç kimseyi sevemem" deyip daha da pişman daha da karamsar olacaksın. bu tam da içindeki enfeksiyonun istediği bir gelişme! sen geliştirmeyeceksin, gelişine vuracaksın bebeğim.

8. bu süreci olduğu gibi kabullen ve yaşadığın acı sana acı verse de bir süre sonra son bulacaktır. nitekim bir süre sonra telefonuna karşı cinsten gelen bir mesaja karşılık yazdığın cevapta da ne kadar uzak kaldığını anlayacaksın. unutma bu yaşadığın normal ve sen bir hastalığın etkisindesin.

9. kendini iyi hissettiğin aktivitelere yönel (şaraba vur demiyorum!). mesela spor yapabilirsin bebeğim? veyahut mizahi, eleştirel, şiir çalışmalarını diğer insanlarla paylaşıp aslında çok ta fena bir herif olmadığın fikriyle mutlu olabilirsin. ve bu hastalığı yenmenin bir yolu var, elinden geldiği kadar mutlu olacaksın.

10. son olarak aşk diye bir şey kalmadı azizim, en son biz içine sıçtık üstünde de bi güzel güreştik ve bataklıktaki her çırpınışın seni daha da derine götürüyor. bu 9 maddeyi uyguladıktan sonra öğrenilmiş çaresizliğini alışarak yeneceksin, duygusal tepkilerini sistematik olarak duyarsızlaşarak yeneceksin, geriye ket vurmalarını söndürerek yeneceksin. ve gün gelecek bu hastalık sürecinde yaptığın her şeye gülüp geçeceksin, şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletir iyi kahkahalar dilerim, unutma sen çok da hafife alıncak biri değil aksine çok kıral bi herifsin.

zengin taklidi yapan fakirler

-çaktırmadan Lucky Strike" paketinden prestiji çıkardım-

-Para nedir yaaa para sıkıntı değil hallederiz, sen canını sıkma bebeyim.

-iyi yaaa kaç gündür uyuyamıyorum bundan dolayı pufff :(

-Sen sıkma canını ıkkkma ıkkk hmmsss -elimi dar pantolunun içine attım çıkarırken yere kibrit düştü- sen sıkma canını, hadi ben şimdi derse kaçıyorum.

Neyseki kibriti görmedi lan :/

16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı

Fener yenseydi: ahahaha koyduk mu!1!!1!bir!1

Maç berabere bitseydi: Dostluk kazandı "ama yine yenemediniz eheheheh"

Yenildik: Yoldaşlar spor kendini kapitalizme teslim etmiş durumda, bu şartlar altında spor ruhunu bulmak imkansız. 0rantısız maddiyat, doping ve militarizm varsa ben yokum. Bir devrimci homofobik olmamalı, tezahüratlarda yoğun küfür var bu da sporun yozlaştığının bir diğer göstergesi. Sahiden düşündünüz mü bir müsabaka için harcanan paranın kaç asgari ücret maaşına denk geldiğini?

Özet: Deniiğğzz koooğğyydum aaağdııınııııı

Forza Lukaretti, forza ivan Ergiç, forza Adanademirspor forza Karpin!

aşk

gönül bu oka da konar boka da diyorsun. egon rahatlıyor böyle, everestten tüm pisliklerin üzerine işeme hazzı... sonra dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun "en çok sevdiğin şeyin bok" olduğunu anlayarak...

beleş mutluluk

güncel hayat içerisinde, en olmadık yerde, hiç beklemediğimiz anda karşımıza çıkan mutluluktur efendim.

Örnek olay

Babam odamdan içeri girdi, alkollü, gergin, hüzünlü ve dalgındı. Annem uykudan uyandı, telaşlı gözlerle odama doğru koştu, ikiside sadece beni seyrediyordu. Babam yanıma geldi başımı okşadı göğsüne dayadı, annem sessiz sessiz ağlıyordu duruma bi anlam veremedim. Sanırım şüphelendiğim şeyi söyleyeceklerdi "biz seni evlatlık aldık..." Kendimi iyice bu psikolojiye hazırladım, son zamanlar bunu bariz hissediyordum fakat bu utanılacak bir durum değildi, neden bu duruma saplandıklarını anlayamadım...

Baba: Ne lan o içtiğin?
Maymın: Bira
Baba: Bira içme oğlum içme, gereksiz işi.
Maymın: Geçen senin rakıdan hacıladıydım haklısın, sidik gibi ne pimpis bişey.
Baba: Meze var mı meze?
Maymın: Sigara var yakiym mı?
Baba: Al bundan beraber iç -5 tuzlu fıstık, 4 fındık-
Kadın anam:-Koşarak- Havarrr komşılar havarrr, emerimide kendine benzetti bu boyu devrilesice
Maymın: Yazık lan ehehehehe
Babam: ehehehe

Olm bunlar çok iyi lan.

sözlük yazarlarının masasındaki nesneler

çay bardağı, bira, küllük, çestirfılt marka sigara, dawkins'in kitabı, bi de south parklı cüzdan.

popüler bir sözlük yazarından mesaj almamış ezik

popüler bir sözlük yazarından mesaj almış ezik'ten daha iyi durumdaki yazardır.

ıssız adaya düşmek

ıssız bi adaya düşsem ve üç şey isteme hakkım olsa, ilk olarak bi buçuk metrelik bi pota, bi spalding top bi de maykıl jordın forması isterdim. smacı vurup vurup moda girerdim, çok mutlu olurdum lan.

blok vurmalık bi cansız mankende fena olmaz hani.

intihar eden askerin şehit sayısından fazla olması

Son on yılda şehit olan asker sayısı 818 iken, son on yılda intihar eden asker sayısı ise 934.

Medya şehit haberlerini tıraşlayarak da olsa gösteriyor iktidar baskısından. Yandaş medya ise bu haberleri "Mekanı cennet olsun, Yakınlarına baş sağlığı Şehit'e Allah'tan rahmet" diye sunup ölümün gerçekliğini yaygın inanç üzerinden kapatmayı çalışıyor. Yaygın inanca göre şehit olan cennetlik olduğu için, halkın üzerindeki karamsarlığı bu yolla atmaya çalışırken dahi ortaya tembel miskin bir tablo çıkıyor. Birisi de çıkıp "neden ölerek cennete gidiyor bu adam, yaşayıp kendisi kazansa ahiretini?" diye sormuyor...

Emir komutanın getirdiği baskıdan, işkenceden, hakaretten bunalan er, insanın ne kadar değersiz olduğu hissine kapılıp intihara yöneliyor . Bunun yanında medyada intihara yönelen erler içinse hiç bir habere rastlamıyoruz. intihar edenin sonu cehennemlik olduğu için mi? Yoksa, memleketini seven insanları dahi memleketinden soğutan baskıcı askerlik terörünü kötü göstermemek için mi? "Bu erler neden intihar etti?" Sorusu üzerinde durulması gereken en önemli husustur zorunlu askerliğin olduğu ülkelerde.

Vatan borcu şehit olarak ödenmemelidir, eğer barış isteniyorsa.

Vatan borcu intiharla ödenmemelidir, eğer vatan sevilmek istiyorsa.

Vatan alacağı borcu can olarak alıyorsa, eli kanlı bir teröristtir vatan

Vatan yaşamak istiyorsa en önemli işlevi yaşatmak olmalıdır.

tayyip erdoğan ın muhteşem yüzyıl a savaş açması

Düşünce özgürlüğü bizim memlekette 6 sıfırlı eski Türk Lirası gibi, basamakları daralıyor fakat bu durum günden güne paranın değer kaybına engel olmuyor. Bu kavram o kadar itibarsızlaştı ki, iktidardaki siyasetçiler sadece cümleyi zengin ve kalabalık göstersin diye kullanır durumda. “Biz iktidar olarak ülkede düşünce özgürlüğü ortamını oluşturmak için çalışıyoruz” cümlesinin devamı “bizim değer yargılarımıza dil uzatanları lanetle kınıyoruz” ile bitiyor. Düşünce özgürlüğü çıkınca, ortadaki düşünce özgürlüğü Polyanna’iken arabesk müptelası bir ergene dönüşüyor.

Çevirdiği kitap için yargılananlar, iktidar gibi düşünmediği için okuldan atılan öğrenciler, uzaklaştırılan akademisyenler, tutuklanan gazeteciler, beğendiği bir sözü paylaşan sanatçılar, konser bileti satan öğrenciler bir bir “Sıfır”mış gibi düşünce özgürlüğünden atılıyor. Bu kavram öyle tıraşlandı ki banknotun üzerine sadece iktidar ve onun gibi düşünenler sığacak duruma geldi.

Başbakan Muhteşem Yüzyıl dizisi için “O dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Ve bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum” çıkışını yaptı. Peki gerekçe nedir? “Bu dizi padişahları itibarsız gösteriyor”. Bu durumun 21. yy Türkiye’si ile alakası nedir? Başbakan 500 yıl öncesi ile yatıp kalkıyorsa, şimdi de 500 yıl önceki padişah gibi olma ideallerinden dolayı olsa gerek. Bunun yanında bir demokrasi incisi olarak şanlı tarihimizdeki “44 vezir” ve “14 padişah”ın nasıl tahttan indirilip idam edildiği bilinmiyor. Sansürcü gelenek diyorum, elde ne yargılanma sebebi ne de akıbeti gösteren bir kayıt var. Bu başbakanın örnek aldığı düşünce özgürlüğünün kaynağını gösterir durumda.

Senaryo olarak ele aldığımız metinler yazarın hayal dünyasını yansıtabilir. Nasıl Başbakan yıllar önce yazdığı “Mas-Kom-Yah” adlı oyunda Komünistleri Mason kaynaklı gösterip üzerinede Yahudi düşmanlığını serptiyse, bugün konuştuğumuz saray entrikalarında da kurgu bulunabilir. Bunun yanında bir başbakandan çok padişaha yakışır “Ecdadumuza dil uzatan bu deyyusun tez kellesi vurula” çıkışı. Burada yargı etki altına alınmıştır, dizi ve oyuncuları hedef gösterilmiştir, diğer yayınlara göz dağı verilmiştir ve evet biz demokratik, ifade özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşamamıza rağmen olmuştur bu gelişmeler. Gelinen durumun en acı noktası ise 80 darbesi sonrası otorite tarafından okumaktan, bir siyasi düşünce benimsemekten, sanattan, bilimden uzaklaştırılan halk şimdi bir diziyi tartışacak duruma gelmiştir.

sözlük yazarlarından şiirler

Hak verilmez bu memlekette
çalınır sevgilim

huzur verilmez bu memlekette
alınır sevgilim.

Denge parayla alınmaz,
sen sağlarsın.
Herkes bakar fakat
bir kişi de çıkıp görmez yahu?

Sen memleket olursun,
gelir sınırlarında sigara içerim
iç çekerim
yanıp yanıp tutuşurum Nazım gibi

Sen dünya olursun,
Arjantin'de doğar
Küba'da devrim yapar
Bolivya'da ölürüm Ernesto gibi

Sen nefes olursun,
buğulanır dünya,
gün aylara sığar,
mevsimler ömre

Sen kitap arasındaki ayraç,
yırtılmış bir resim,
boğazdaki düğüm
silinmekten yıpranmış bir sayfa olursun sevgilim.

ve seni en iyi ben yazarım, silmeye kıyamadığım gibi.
fakat sen silersin, susmaya doyamadığın için.

aids farkındalığı için meme elleten porno yıldızı

efendim aşağıdaki haberde de görüldüğü gibi, aids farkındalığı yaratmak için bir araya gelen 8 porno yıldızı japonyada bağış karşılığında memelerini feda etmiştir.

http://blog.radikal.com.t...iklayabilirsin-video-4108

ulan aynı mevzuyu bizim memleket için düşündüm de? düşünmesem daha mı iyiydi ne.

-Ben on milyon verdim o kadar ellemedim amk, herif memeyi patlattı!1!!

-Sende beni elle, bi yüzlük daaa veriym ihihiiiğğğ.

abi kız kardeş diyalogları

"Bizimkiler ilk büyük ablamı yapmışlar, olmamış. -Potasyum eksik-
Sonra küçük ablamı yapmışlar, o biraz olmuş.
En son beni yapmışlar ulan bu kadar mı olur tam olmuş tam.

daha sonra en iyi üzerinden yola çıkıp ortak bir karar almışlar. 23 yıldır kısır la bunlar."

bunu feysbuk sayfamda paylaştım, 1 saat sonra ablam aradı.

-yarım mı olmuşum lan ben? hayvan herif, ben gittim hepiniz depresyona girdiniz lan en çok beni özlemiyor musunuz! en çok beni seviyorlar olum en çok beni
-saksı değilsin ama bi erol büyükburç da değilsin ehehe kıhh kıhh kıhhhh.
-laaaaan!

yazarların aşkla ilgili tespitleri

öyle aynştayn olmaya gerek yok, en güçlü anınızda bi şarkı göt gibi oturtur dizlerinin üstüne.

http://www.youtube.com/watch?v=jvwhgKEdYR0